PINARHİSAR İLÇESİNDE MEYVACILIĞI GELİŞTİRMEK VE YAPILAN ÇALIŞMALARI TÜM HALKIMIZLA DOSTCA PAYLAŞMAK . TÜKETİCİ OLUP YOK OLACAGIMA ÜRETİCİ OLUP VARLIGIMA VARLIK KATARIM

24 Ocak 2010 Pazar

EY ARKADAŞLAR GELİN 2010 YILINDA BAG KURALIM BAGCILIGI SAHİPLENİP PARA KAZANALIM


BU YIL TAM ZAMANI GELİN BAG OLUŞTURALIM BAGLARDAN PARA KAZANALIM
.........NASILMI İŞTE ZOR DEĞİL BAG İŞCİLİĞİ VE BAGCILIK
........BAG FİDANLARINI DİKELİMMİ GELİN UYGULAYALIM
......................DİKİM..................................
Sonbaharda krizma yapılmış arazi ilkbaharda düzeltildikten sonra, hayvan veya makina gücü ile işlenebilecek aralık ve uzunlukta çukurlar açılır. Bölgemiz iklimi sıcak olduğundan güneş zararlarını azaltmak için sıralamanın doğu-batı yönünde yapılması, meyilli arazilerde dik olması gerekir. Şimdiye kadar yapılan denemeler yeni tesis edilecek bağlarda sıra üzerinin 1,5-2 m. sıra arasının 2,5-3 m. olması gerektiğini ortaya koymuştur.
İşaretlenmiş yerlere iki kürek derinliğinde, bir kürek genişliğinde çukur açılır. Çukur açmanın makina ile yapılması daha avantajlıdır. Çukurların dip kısmına yanmış çiftlik gübresi, ince toprakla karıştırılarak konmalıdır. Dikim için fidanda budama yapılır. Yan ve boğaz kökleri tamamiyle, dip kökler ise 10 cm üzerinden çepeçevre kesilir. Oluşmuş sürgünlerin en kuvvetlisi bırakılır. Budaması yapılan köklü çubuk veya aşılı köklü topraklı fidan, açılan çukurun tam ortasına gelecek şekilde konur, fidanın gövde kısmının en az 10-15 cm.i toprak üzerinde kalacak şekilde açılan çukurlara 10-15 cm kalınlığında toprak atıldıktan sonra fidan hava almayacak şekilde sıkıştırılmalıdır. Daha sonra can suyu verilir ve fidanın yerini belli etmek için yanına bir herek dikilir.
Dikim yapılırken kısır çeşitler (morfolojik erdişi, fizyolojik dişi) saf olarak dikilmemelidir. Çünkü bu çeşitlerin polen tozlarının döllenme yeteneği yoktur. Bunun için dikim planı sekiz omcaya bir babalık veya iki sıraya bir dölleyici dikmek suretiyle yapılmalıdır.
Yalnız babalık olarak kullanılan çeşitlerin çiçek açma tarihleri döllenecek çeşitle aynı tarihe denk gelmelidir.
Bağcılıkta standart dikim şekilleri vardır. Bunlar;

a. Kare dikim: İnsan gücü ile toprağı işlenen, zayıf, toprağa dikilmiş ve kısa budama isteyen çeşitlerde uygulanır. Bu şekilde dikimlerde mesafe 1-2 m. dir.

b. Dikdörtgen dikim: Yüksek terbiye sistemleri ile kurulmuş bağlara verilen şekildir. Bu şekilde bağların işlenmesi hayvan veya makina gücü ile yapılır. Sıra üzeri dar, sıra araları ise geniş tutulur. Sıra üzerlerinin araları 1-2 m, sıra araları ise 2-3 m arasında değişir.

c. Üçgen dikim: Bu dikimde her üç kenar birbirine eşittir. Altı omca birleştirilince bir heksagonal şekil oluşur zor bir dikim şeklidir. Daha çok küçük işletmelerde uygulanır.
.....................Gübreleme.......................
Doğru, dengeli ve zamanında yapılan gübreleme bağcılıkta ürün miktarını ve kalitesini artırmakta ve bağların hastalık, zararlı , dona karşı dirençlerini de yükseltmektedir. Bu sebepten bağlarda iyi gelişmeyi sağlamak ve yeterli ürün alabilmek için topraktan kaldırılan besin maddelerini yeniden toprağa ilave etmek gereklidir.
Genelde bağlar organik maddece fakir olan topraklarda tesis edilmektedir. Bu nedenle bağlar için çiftlik gübresinin önemi daha fazladır. Ancak, çiftlik gübresi asmanın tüm besin elementleri ihtiyacını karşılamayacağı için ticari gübreler de kullanılmalıdır.
Bağlara verilecek gübre miktarının tesbiti çok fazla faktöre bağlı olan ve önceden bazı tahlilleri gerektiren bir işlemdir. Her bölgede hatta her bağda ihtiyaç duyulan mineral ve organik madde miktarını ayrı ayrı tesbit etmek daha sonra buna göre gübreleme yapmak en isabetli yoldur. Bizim bölgemiz için tavsiye edilen gübre miktarı saf madde olarak kuru koşullarda yerli bağ için 10 kg/da azot, 8 kg/da fosfor, sulu koşullarda kültür bağ için ise 14 kg/da azot, 9 kg/da fosfordur.

Çiftlik gübresi ile fosforlu gübreler sonbahar toprak işlemesi sırasında sıralar arasına verilerek toprakla karışması sağlanır. Azotlu gübrenin ise bağlara en uygun verilme zamanı ilkbaharda ilk toprak işlemesinden hemen önce şubat-mart aylarıdır. Arzu edilirse azotlu gübrenin ikinci yarısı nisan-mayıs aylarında da verilebilir.

......................Sulama............................
Bağların sulanması konusu, özellikle yurdumuzda sulama sistemlerinin giderek yaygınlaşması nedeniyle önem kazanmaktadır. Asmanın büyüyüp gelişmesi için topraktaki su miktarının daimi solma noktasının üstünde olması gerekir.

Asmanın hızlı gelişme devresi olan mayıs-haziran ayları ile salkımların ben düşme zamanında (Temmuz ) kök bölgesinde yeterli su bulunmadığı hallerde omcaların gelişmesi yavaşlar, yapraklar pörsür ve renkleri solar.

Salkımlardaki taneler normal iriliklerini alamaz ve rengi donuklaşır, üzerlerinde güneş yanıkları artar. Böyle durumlarla karşılaşınca bağın suya ihtiyacı olduğu anlaşılmalıdır.
Kış yağmurları normal düşmüşse toprak tarafından tutulmuş olan su bağların bahar gelişmesine yeterli olmaktadır. Sulama imkanı olan taban bağlarda iki defa sulama ve sulamalardan sonra tava gelince toprak işleme çok iyi sonuç vermektedir. Kışın kurak geçmesi halinde bir de bağlar uyanmadan önce bir su verilip ardından toprak işleme yapılması yerinde olur.

Bağlarda çiçeklenmenin hemen sonrasında ve tanelere ben düşme başlangıcında sulamaya özellikle dikkat etmek gerekir. Kurutmalık ve şaraplık bağlarda ise meyvenin olgunlaşmasından 3-4 hafta önce sulama kesilmelidir.

Bağa verilecek su miktarı iklime, toprağa ve çeşide göre değişiklik gösterir. Toprağın üstten 60-70 cm'lik kısmı suya doymalıdır. Bunu anlayabilmek üzere sulama yapıldıktan sonra bir demir çubuk toprağa batırılmalı ve rahatça ilerlediği derinlik suyun işleme seviyesi olarak kabul edilmelidir. Karığın suyla doldurularak suyun sıra sonuna ulaşması da verilecek su miktarının yeterliliğinin tesbitinde bir ölçü olarak kullanılmaktadır.

Yurdumuzda bağlarda sulama çoğunlukla karık usulüyle yapılmaktadır. Ancak son yıllarda damla sulama ve sprink yöntemi ile bağların sulanması önem kazanmıştır.

......................BAKIM VE TOPRAK İŞLEME........
Kültür bitkileri içinde en fazla toprak işlemesi isteyen bitki asmadır. Yıllık yağış miktarı düşük, buna karşılık sıcaklık toplamı yüksek olan bölgede toprak işlemesine gereken önem verilmelidir. Sonbaharda yaprak dökümünden sonra, budamadan önce yapılacak toprak işleme yabancı otlarla savaşımda ve kış yağmurlarının toprakta birikmesinde etkili olmaktadır. Daha sonra biri budamadan sonra, bir de ilkbahar geç donlarından sonra yapılacak bir toprak işleme toprağın havalanmasını ve suyun toprakta muhafazasını sağlamaktadır. Bu sırada çapa ile boğaz açma ve boğaz köklerinin temizliği de önemli bakım işlerindendir. Ayrıca tane bağlamadan sonra yapılacak toprak işlemesi ve çapa da yararlı olmaktadır. Bağlarda yabancı ot için ilkbahar ve yaz aylarında 2-4 çapa yeterli olmaktadır.

...................BUDAMA......................
Asmanın budanması çok bilgi ve beceri isteyen bir teknik iştir. Bu nedenle asmanın fizyolojisini ve budama esaslarını bilmek gerekir. Aksi halde üzümün kalitesi düşmekte, verim azalmaktadır.
Ekolojik ve kültürel sebeplerin etken olduğu budamada esas, bir yıllık sürgünler üzerinde, üzüm çeşitlerine göre mahsuldar gözlerin yerinin bilinmesi şartı ile asmanın kaldırabileceği kadar verimli çubuk (göz) bırakmak ve lüzumsuz çubukları kesmektir.

Bölgemiz bağları genel olarak karışık budama şeklinde budanmakta ve şekil olarak da düzgün olmayan gobleyi andırmaktadır. Budama zamanı olarak görülen en hatalı uygulama sonbaharda yapılan budamadır. Bölgemizde budama ocak-şubat, hatta mart aylarında yapılması uygundur.

Budama şekli açısından hem daha yüksek bir verim ve kalite elde edilmesi, hem de özellikle boncuklanmanın önlenmesi açısından 5-8 göz üzerinden uzunlu kısalı karışık budamaya imkan sağlayan telli terbiye şekillerinden 60-80 cm gövde yüksekliğine sahip "guyot sistemi" ya da "guyot + T" terbiye şeklinin uygulanması önerilmektedir.

.......Bağ Hastalıkları, Zararlıları ve Mücadelesi.....

Bağ Küllenmesi (Uncinula Necator): Kurak bölgelerde daha çok rastlanır. Omcanın tüm yeşil organlarında (yaprak, sap, sürgün, salkım ve tane) görülür. Yapraklar çok küçükken hastalığa yakalanabilir ancak, belirtileri yapraklar büyüdükten sonra kendini gösterir. Hastalığa yakalanan yapraklar önce normal yeşil rengini kaybeder, yaprağın alt ve üst yüzeyleri kirli beyaz renkte kül serpilmiş gibi bir görünüm kazanır daha sonra yaprakların kenarları kıvrılır ve normal şekillerini kaybeder. Hastalığa yakalanan çubukların üzerinde yer yer gri renkli lekeler belirir. Meyveler ben düşme zamanına kadar hastalığa yakalanabilirler ve hasta taneler çatlar ve küçük kalırlar.
Çiçeklerin ve yaprakların hastalanmasıyla ürün azalmasına, salkımların hastalanmasıyla ürünün kalitesinin düşmesine, çubukların hastalanmasıyla da kış soğuklarından zarar görmesine neden olur.
............................Mücadelesi:.............
Kültürel Tedbirler: Hastalığın görüldüğü yerlerde bağlar sürgün vermeden önce kabuklar temizlenmeli hastalığın bulaşma ihtimaline karşı % 3-4 lük bordo bulamacı püskürtülmeli, verimi etkilemeyecek derecede kısa budama yapılmalıdır.

Kimyasal Mücadele: Bir yıl önce hastalığın görüldüğü yerde mücadele yapılır. Hastalığın görüldüğü yerlerde mücadelenin her yıl yapılması gerekir. İlkbaharda hastalık belirtileri görülmeden ve sürgünler 20-40 cm boylandığında ilk ilaçlamaya başlanır. Çeşit ve şartlara göre 3-5 ilaçlama yapılır. Bağ küllemesine karşı kullanılan klasik ve ekonomik ilaç toz kükürt'tür.

.................İlaçlama Zamanları:...................

1. İlaçlama: Çiçekten önce, sürgünler 20-40 cm boylanınca, saf kükürt'ten dekara 1,5-2 kg veya 3-4 kg bağ kükürdü kullanılır.

2. İlaçlama: Çiçeklenmenin sonunda salkımlar tane bağladığı zaman saf kükürt'ten dekara 3-4 kg veya 6-8 kg bağ kükürdü kullanılır.

3. İlaçlama: İkinci ilaçlamadan 15 gün sonra koruklar saçma iriliğini aldığı zaman saf kükürtten dekara 4.5-5 kg veya 7-10 kg bağ kükürdü kullanılır.

4. İlaçlama: Son ilaçlamadan 15 gün sonra dekara 4.5 kg saf kükürt veya 7-10 kg bağ kükürdü atılır.

Toz kükürdün dışında hazır kükürtlü ıslanabilir toz preparatlarda gerektiğinde hastalığa karşı kullanılabilir.

Bağ Mildiyösü (Plasmopara Viticola): Hastalık omcanın bütün yeşil kısımlarında görülür. ilkbaharda yapraklarda yağ lekesi şeklinde lekeler meydana gelir, sonra bu yağ lekelerinin altında beyaz kadife gibi bir örtü meydana gelir ki bunlar sporangisporlardır. Enfeksiyona uğrayan üzüm taneleri kahverengileşir buruşur ve kabuğu meşin görünümünü alır.

Yaprak altlarında meydana gelen bu örtü sonradan salkımlarda yeşil sürgünlerde ve omcanın bütün yeşil kısımlarında görülür. Hava sıcak ve kurak geçerse bu örtü kahverengine döner. Hastalıklı salkımlar bir müddet sonra tamamen kururlar. Fazla hastalanan omcalardan hiç ürün alınmaz. Hasta yapraklar dökülür ve çubuklar çıplak kalır. Bir sene mildiyö hastalığı geçiren bir omca iki sene kendini toparlayamaz.

.................Mücadelesi:.................
Kültürel Tedbirler: Mantarın sporlarına yataklık sebebi ile omcaların altında bulunan bir sene önceki yapraklar ilkbahar başlangıcında toplanıp yakılmalıdır.

Kimyasal Mücadele: Mildiyö'ye karşı kullanılan ilaçlar koruyucu ve hastalığı durdurucu etki yaptığından genç sürgünlerin yapraklarında yağ lekelerine benzeyen sarılıklar görülür görülmez hemen ilaç atılmalıdır. Salgın yıllarında 15 günde bir olmak üzere en az üç ilaçlama yapılmalıdır. Mildiyö ile mücadelede bordo bulamacı denilen, göztaşı ve bunun yarısı kadar sönmemiş kireçle karıştırılarak hazırlanan ilaç en etkili yoldur. Hazır bakırlı preparatlarda kullanılabilir.

..........İlaçlama Zamanları :.....................

1. İlaçlama: Sürgünler 25-30 cm olduğunda % 0.75 lik doz,

2. İlaçlama: Çiçeklenmeden sonra % 1 lik doz,

3. İlaçlama: Koruklar saçma iriliğini aldığı zaman % 1.5 lik doz tatbik edilir. ilaçlamadan sonra yağmur yağarsa ilaçlama tekrar edilir. Havalar kurak giderse son iki ilaçlamaya gerek kalmaz.

Bağ Antrakozu: Hastalık asmanın yeşil olan her organında görülür. Hasta yapraklar deforme olur, salkımlar danelerini silker, daneleri üzerinde koyu kahverengi, ortası gri ve çatlak lekeler, yaz ortasında da danelerde çatlama görülür.

.................Mücadelesi............

Kültürel Tedbirler: Pathojen misel halinde kışladığı için kış budaması yapılırken üzerinde Antrakoz lekeleri bulunan çubukları dikkatle budayıp imha etmek gerekir.

Kimyasal Mücadele: Bağlar budandıktan sonra, gözler henüz uyanmadan bordo bulamacı ile kış ilaçlaması yapılır.

Yağışların getireceği yeni bulaşmadan korunmak için bordo bulamacı ile yaz ilaçlamasının sürdürülmesi yararlı olmaktadır.

............BAG ZARARLILARI..............................

Bağ Filokserası: Bir çeşit yaprak biti olup Amerikan asmasında hem kök ve yaprakta, yerli asmada ise kök formu bulunur. Kökte yaşayan formları kışı nimf halinde asmanın ana köklerinde geçirmektedir.

Filoksera omcaların köklerini emmek suretiyle zarar verir. Kök uçlarının emilmesi sonucu köklerde anormal büyümeler ortaya çıkar. Ayrıca, sürgünlerde durgunlaşma olur, boğum araları kısalır, yapraklar küçülür ve sonuçta omcalar kurur.

Mücadelesi kültürel önlemlerle yapılmaktadır. Filoksera ile bulaşık olanlardan hiçbir şekilde çubuk alınmamalı, bulaşık alanlarda kurulacak bağlar Amerikan asma anaçları üzerinde aşılanmalı, anaçlar temiz olmalı ve gerekirse çubuklar karbonsülfür ile dezenfekte edilmelidir.

Salkım Güvesi: Ergin kelebek olan bağ zararlısının tahribatı larva döneminde olur. Kelebeklerin üst kanatları kahve rengi, gridir. Yumurtaları oldukça küçük olup, erginler mayıs ayında çıkar ve yumurtalarını salkımlara koyarlar.

Salkım güvesinin en etkin zararları koruk ve bilhassa olgunlaşmış daneleri delerek yerler ve çürümelere neden olurlar.

Zararın önlenebilmesi için kelebekler yumurtalarını bırakmadan yok edilmesi şarttır. Zararı daha çok çiçek devresinden itibaren arttığından bu dönemde mücadeleye başlanmalı ve 15-20 gün aralıklarla 3-4 ilaçlama yapılmalıdır.

Bağ Göz Kurdu: Bağ göz kurdu larvaları ilkbaharda gözler uyanmadan önce kışladıkları yerlerde gözlere doğru tırmanırlar. Gözün içini yiyerek gözün ölmesine ve dolayısıyla açılmasına engel olurlar. Böyle bir bağa bakıldığında don vurmuş gibi görünür.

Kültürel mücadelede, bağ göz kurdu kışı larva halinde omcanın çubuklarında geçirdiğinden ilkbahara girerken kesilen çubuklar imha edilmelidir. Ayrıca bağ göz kurdunun zararlı olduğu bağlar Mart ayının ikinci yarısından itibaren gözlem altında tutularak bir omcada 1-2 larva saptandığında ilaçlı mücadeleye geçilmelidir.

15 Ocak 2010 Cuma

BAGLAR ÜZÜM YAPTI BİZDE HARDALİYE YAPTIK KIŞIN ÜŞÜMÜYOR HASTALIK BİZE UGRAMIYOR SAGLIK BULDUK

BAGLARA GÖZÜMÜZ GİBİ BAKTIK GECEN YIL TEKİRDAG BAGCILIK ARAŞTIRMADAN YENİ ÇEŞİT TRAKYA İLKEREN ALDIK AZDA OLSA VERDİGİ ÜZÜMLERİ ESKİ KABARNETLERE KATIP BU YIL HARDALİYEDE KULLANDIK
HARDALİYE YÖREMİZDE SAGLIK KAYNAGI VE KAN YAPICI ÖZELLİGİ İLEN İCİLEN ALKOLSÜZ ÇOK HOŞ BİR ÜRÜN
HARDALİYEYİ TADAN , BİLEN SOFRASINDAN EKSİK ETMEZ ALKOLLÜ OLMAMASI İTİBARIYLA HER KEZ KULLANA BİLİR
VÜCUTTAKİ KANSIZLIGA SOĞUGUN DARBELERİNE SAGLIKLI BİR BÜNYEYE ÇALIŞIR İKEN ENERJİYE İHTİYACI OLANLARIN VAZ GECEMEDİĞİ TEK İÇECEK BUYURUN HARDALİYE