BAĞ MİLDİYÖSÜ
(Plasmopara viticola)
Hastalık etmeni fungus, asmanın tüm toprak üstü organlarında hastalık oluşturur. Mildiyö hastalığı, sürgünler henüz 25 cm iken görülmeye başlar. Yaprağın üst kısımlarında hafif yağ lekeleri meydana gelir. Bu yağ lekeleri sarımtırak renklidir, altında beyaz renkli bir fungal örtü oluşur, lekeler büyüdükçe ortaları kızarır ve dökülür. Enfekteli yapraklar tane enfeksiyonları açısından önemli BULAŞMA kaynağıdır. Sürgünler üzerinde eliptik lekeler meydana gelir. Hastalık şiddetli ise sürgün kurur. Çiçek salkımlarında da görülebilir. Çiçekler adeta fungusla örtülür, kısa zamanda kahverengiye dönüşüp kuruyup dökülür. Taneler küçük iken çok duyarlıdır, olgunlaştıkça duyarlılık azalır. Enfekteli taneler beyaz çeşitlerde mat grimsi yeşil, siyah çeşitlerde pembemsi kırmızıya döner. Mildiyö hastalığı asmanın tüm yeşil kısımlarını ve doğrudan ürünü etkilediği için ekonomik önemi büyüktür.
SALKIM GÜVESİ
(Lobesia botrana)
Salkım güvesi ergini küçük bir kelebektir. Larva yumurtadan yeni çıktığında yaklaşık 1 mm boyundadır. Olgun larva ise 9-10 mm boyundadır. Larvanın vücut rengi genellikle sarımsı yeşildir. Koyu renkli üzüm çeşitlerinde beslenen larvanın rengi mor renkte olabilir. Larvanın başı kahve renklidir. Larva her döneminde çok hareketlidir. Rahatsız edildiğinde salgıladığı ince bir iplikle kendini yere sarkıtır.
Salkım güvesi kışı omca kabuklarının altında ya da barınabileceği yerlerde pupa halinde geçirir.
Salkım güvesi yurdumuz bağlarının tümünde yayılış göstermektedir.
İlkbaharda uygun orantılı nem ve sıcaklıkta pupalardan kelebekler çıkar. Kelebekler gündüzleri omcanın iç kısımlarında hareketsiz dururlar. Akşamüstü güneş battıktan sonra sıcaklığın 10°C üstünde olduğu saatlerde uçuşmaya başlarlar. Uçuşlar gece yarısına kadar devam eder. Dişiler yumurtalarını baharda çiçek tomurcuklarına, çiçeklere ve çiçek saplarına bırakırlar. Bir dişi 60-70 yumurta bırakabilir. Yumurtalardan 8-10 gün sonra larva çıkar. Yeni çıkan larva bir süre dolaştıktan sonra çiçek kılıflarını delip tomurcuk veya çiçek kılıfı içine girer ve beslenir.
Genel olarak 3 döl veren salkım güvesi bazı yıl ve yerlerde 4 döl de verebilmektedir
Salkım güvesinin ;
1. döl larvaları salkımın tomurcuk ve çiçekleri,
2. döl larvaları korukları
3. döl larvaları olgun taneleri delip içine girerek beslenir.
Tomurcuk çiçek veya tanede beslenen larva oradan çıkıp hemen yanındakine girerek içinde beslenir. Bu şekilde birden fazla tanede beslenir. Bu arada beyaz renkli salgıladığı ipliklerle taneleri birbirine birleştirir.
Olgun üzümde beslenme esnasında tanelerde sulanma başladığı için larva bir tane içinde uzun süre kalamaz ve daha fazla yer değiştirir. Bu arada larvanın girip çıkarken deldiği tanelerden akan şekerli su çürüklük meydana getiren mantarların çoğalması sonucu salkımda önemli derecede zarar meydana gelir. Salkım güvesi bu şekilde direkt olarak üründe meydana getirdiği zararla bağların en önemli ve en ekonomik öneme haiz zararlısıdır.
Yağışlı ve nemli geçen yıllarda, özellikle üçüncü ve dördüncü nesillerin zararı çok ağır olur.
Salkım Güvesi Ergini Salkım Güvesi Larvası
Salkım Güvesi Larvası ve zararı
MÜCADELESİ
Salkım güvesi larvalarının faaliyeti için sıcaklık ve orantılı nem bakımından omcaların iç ve alt kısımları daha uygun olduğu için salkım güvesi dişi kelebekleri yumurtalarını iç alt kısımlardaki salkımların üzerine bırakılır.
Bu nedenle omcayı askıya almak, aralama ve uç almayı omcanın iç kısmını havadar tutacak şekilde yapmak, bağı otlu bırakmamak, kış temizliğine önem vermek zararlının faaliyetini azaltmak bakımından yararlıdır.
Bugün için salkım güvesi ile en etkin mücadele yöntemi kimyasal mücadeledir. Kimyasal mücadelede en önemli husus ilaçlama zamanının iyi bilinmesidir.
Bunun için de Müdürlüğümüzce Salkım Güvesi için CİNSEL TUZAKLAR kullanılarak kelebek çıkışları ve yoğunlukları, yumurta ve larva çıkışlarının tespiti ile ilaçlama zamanı ve kullanılacak ilaçlar, üreticilerimize çeşitli yayım vasıtaları ile duyurulmaktadır.
Uygulamalarda özellikle salkımların ilaçlanmasına özen gösterilmeli ve ilaçlama günün serin saatlerinde yapılmalıdır.
(Plasmopara viticola)
Hastalık etmeni fungus, asmanın tüm toprak üstü organlarında hastalık oluşturur. Mildiyö hastalığı, sürgünler henüz 25 cm iken görülmeye başlar. Yaprağın üst kısımlarında hafif yağ lekeleri meydana gelir. Bu yağ lekeleri sarımtırak renklidir, altında beyaz renkli bir fungal örtü oluşur, lekeler büyüdükçe ortaları kızarır ve dökülür. Enfekteli yapraklar tane enfeksiyonları açısından önemli BULAŞMA kaynağıdır. Sürgünler üzerinde eliptik lekeler meydana gelir. Hastalık şiddetli ise sürgün kurur. Çiçek salkımlarında da görülebilir. Çiçekler adeta fungusla örtülür, kısa zamanda kahverengiye dönüşüp kuruyup dökülür. Taneler küçük iken çok duyarlıdır, olgunlaştıkça duyarlılık azalır. Enfekteli taneler beyaz çeşitlerde mat grimsi yeşil, siyah çeşitlerde pembemsi kırmızıya döner. Mildiyö hastalığı asmanın tüm yeşil kısımlarını ve doğrudan ürünü etkilediği için ekonomik önemi büyüktür.
SALKIM GÜVESİ
(Lobesia botrana)
Salkım güvesi ergini küçük bir kelebektir. Larva yumurtadan yeni çıktığında yaklaşık 1 mm boyundadır. Olgun larva ise 9-10 mm boyundadır. Larvanın vücut rengi genellikle sarımsı yeşildir. Koyu renkli üzüm çeşitlerinde beslenen larvanın rengi mor renkte olabilir. Larvanın başı kahve renklidir. Larva her döneminde çok hareketlidir. Rahatsız edildiğinde salgıladığı ince bir iplikle kendini yere sarkıtır.
Salkım güvesi kışı omca kabuklarının altında ya da barınabileceği yerlerde pupa halinde geçirir.
Salkım güvesi yurdumuz bağlarının tümünde yayılış göstermektedir.
İlkbaharda uygun orantılı nem ve sıcaklıkta pupalardan kelebekler çıkar. Kelebekler gündüzleri omcanın iç kısımlarında hareketsiz dururlar. Akşamüstü güneş battıktan sonra sıcaklığın 10°C üstünde olduğu saatlerde uçuşmaya başlarlar. Uçuşlar gece yarısına kadar devam eder. Dişiler yumurtalarını baharda çiçek tomurcuklarına, çiçeklere ve çiçek saplarına bırakırlar. Bir dişi 60-70 yumurta bırakabilir. Yumurtalardan 8-10 gün sonra larva çıkar. Yeni çıkan larva bir süre dolaştıktan sonra çiçek kılıflarını delip tomurcuk veya çiçek kılıfı içine girer ve beslenir.
Genel olarak 3 döl veren salkım güvesi bazı yıl ve yerlerde 4 döl de verebilmektedir
Salkım güvesinin ;
1. döl larvaları salkımın tomurcuk ve çiçekleri,
2. döl larvaları korukları
3. döl larvaları olgun taneleri delip içine girerek beslenir.
Tomurcuk çiçek veya tanede beslenen larva oradan çıkıp hemen yanındakine girerek içinde beslenir. Bu şekilde birden fazla tanede beslenir. Bu arada beyaz renkli salgıladığı ipliklerle taneleri birbirine birleştirir.
Olgun üzümde beslenme esnasında tanelerde sulanma başladığı için larva bir tane içinde uzun süre kalamaz ve daha fazla yer değiştirir. Bu arada larvanın girip çıkarken deldiği tanelerden akan şekerli su çürüklük meydana getiren mantarların çoğalması sonucu salkımda önemli derecede zarar meydana gelir. Salkım güvesi bu şekilde direkt olarak üründe meydana getirdiği zararla bağların en önemli ve en ekonomik öneme haiz zararlısıdır.
Yağışlı ve nemli geçen yıllarda, özellikle üçüncü ve dördüncü nesillerin zararı çok ağır olur.
Salkım Güvesi Ergini Salkım Güvesi Larvası
Salkım Güvesi Larvası ve zararı
MÜCADELESİ
Salkım güvesi larvalarının faaliyeti için sıcaklık ve orantılı nem bakımından omcaların iç ve alt kısımları daha uygun olduğu için salkım güvesi dişi kelebekleri yumurtalarını iç alt kısımlardaki salkımların üzerine bırakılır.
Bu nedenle omcayı askıya almak, aralama ve uç almayı omcanın iç kısmını havadar tutacak şekilde yapmak, bağı otlu bırakmamak, kış temizliğine önem vermek zararlının faaliyetini azaltmak bakımından yararlıdır.
Bugün için salkım güvesi ile en etkin mücadele yöntemi kimyasal mücadeledir. Kimyasal mücadelede en önemli husus ilaçlama zamanının iyi bilinmesidir.
Bunun için de Müdürlüğümüzce Salkım Güvesi için CİNSEL TUZAKLAR kullanılarak kelebek çıkışları ve yoğunlukları, yumurta ve larva çıkışlarının tespiti ile ilaçlama zamanı ve kullanılacak ilaçlar, üreticilerimize çeşitli yayım vasıtaları ile duyurulmaktadır.
Uygulamalarda özellikle salkımların ilaçlanmasına özen gösterilmeli ve ilaçlama günün serin saatlerinde yapılmalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder